Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İLGİNÇ etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

Müzisyenin AkbiL'i !!!

Uyku sorunu çekenLere Bach : GoLdberg VaryasyonLarı

Çok önceleri okuyup beynime not aldığım ama her zaman olduğu gibi unuttuğum bir şey şimdi yazacaklarım.  Konuyu ilk olarak bir romanda okumuştum ancak işin kötüsü hangi roman olduğunu da unuttum. Bir söylentiye göre Saksonya Eyaleti Rus elçisi Kont Kaiserling ciddi uyku sorunu çekmektedir.  Uyku sorununu çözmek için J. Sebastian Bach ’a beste siparişi verir.  Kontun özel müzisyeni ve aynı zamanda Bach’ın da öğrencisi olan Johann Gottlieb Goldberg , bu bestelenen eserleri geceleri Kont uyusun diye çalar.  Hey yavrum be, keyfe bakın.   Ah ! Gözü kör olsun şu parasızlığın ! Eserlere “ Goldberg Varyasyonları   ( 30 tanedir )“ denilmesinin sebebi de budur. Eseri Kanadalı ünlü piyanist Glenn Gould ’dan dinleyelim. The GoLdberg Variations ( 1- 5 ) Piyanist: Glenn Gould Ah müzik, sen nelere kadirsin böyle, sevgili Bach sen de öyle !

Emirgân–Emir Güne Han ( Yusuf Paşa )

Emirgân semtinin adı nereden geliyor acaba  diye merak etmiştim, bakın neLer çıktı karşıma ! Vikipedi ( özgür ansiklopedi )’ den aynen aktarıyorum. “ IV. Murat , İran seferi sırasında Erivan'ı kuşatmıştı. Kaleyi korumakla görevli Emir Güne Han, şehri savaşsız bir şekilde Osmanlı Devleti'ne teslim etti. Kale komutanının bu davranışı hoşuna giden IV. Murat, kaleyi Osmanlı Devleti'ne savaşsız bir biçimde teslim etmesinden dolayı haklı olarak 'vatan haini' damgasını yiyeceği İran'a dönme olanağını artık yitirmiş bulunan Emir Güne'yi alıp İstanbul'a getirdi ve o zamana kadar "Feridun Bey Bahçeleri" adıyla anılan bugün Emirgan'ın yer aldığı semti kendisine bağışladı. Emir Güne burada derhal kolları sıvayarak envayi çeşit içki imal etmek olan işine başladı ki bu sırada IV. Murat içkiyi yasaklamıştı. Bu eski Boğaz semtine 'Emirgân' denmesinin sebebi işte yukarıda anlatılanlardan kaynaklanmaktadır. “ şuradaki şu cümLe dikkatimi çekti

Ağız ve dudakLarın yapısına göre tipLer, karakterLer, kişiLik yapıLarı

Kadınlar için küçük, erkekler için ise orantılı ağız ideal kabul edilir. Ağzı büyük olan kadınlar cesurdurlar. Bu da erkeklerin hoşuna gitmiyor. Ağzı küçük olan kişiler genelde, zayıf karakterli olup, geçim sıkıntısı yaşarlar. Ağız kapalıyken dudakların temas hattının ince olması kişinin titiz ve kuralcı bir karaktere sahip olduğunu gösterir. Büyük ve köşeleri aşağıya sarkmış ağza sahip insanlar güçlü iradeye sahiptirler. Onları etkilemek zordur. Devamlı titreyen dudaklar güvensizlik belirtisidir. Kavis şekilli küçük ağız (köşeleri hafiften aşağıya meyilli) genelde, hassas insanlara özgüdür. Şişkin dudaklar başarı belirtisidir. Simetrik ve düzgün bir şekilde açılıp kapanan ağız duyguların dengeliliğinin belirtisidir. Ağzın köşeleri ile gözleri birleştiren kırışıkların olması zor yaşam şartlarından kaynaklanmaktadır. Burun deliklerinden ağız köşelerine doğru kırışıkların olması sinsilik belirtisidir. Üst dudağın alt dudağı örtmesi kararsızlık, alt dudağın öne çıkması ise bencillik bel

drum machine :)

gösteriyi buRadan izLeyebiLirsiniz !

gizLi resimLer :)

   

gitarın günahı ne ?!?

‘Bitmemiş Senfoni' kesinlikle biterdi!

Büyük şirketlerden birinin Genel Müdürü, gerçek bir klasik müzik aşığıymış. Günlerden bir gün, şehre ünlü bir orkestra gelmiş. Vereceği konserin en önemli parçası da Schubert'in ünlü 'Bitmeyen Senfoni'siymiş'. Genel Müdür bu eseri dinlemek için çok hevesli olmasına rağmen, işi nedeni ile, konsere gidemeyeceğinden, gelen davetiyeyi şirketin İnsan Kaynakları Başkanı'na vermiş ve 'Lütfen bu konsere git ve bana izlenimlerini aktar' demiş. Genel Müdür'den aldığı talimatla konsere giden müdürden, ertesi gün bir değerlendirme raporu gelmiş. ' Sayın Genel Müdürüm , 1- Dört obuacı konserin önemli bir süresinde boş oturdular. Bunların sayısı azaltılırsa konsere daha çok katkıda bulunurlar. 2- Orkestrada on iki kemancı var. Bunların hepsi aynı anda hareket ediyorlar, ve aynı notaları seslendiriyorlar. Bence ciddi bir yanlışlık. Kesinlikle personel tasarrufu yapılmalıdır. 3- Onaltılık notalara ağırlık verilmiş. Doğrusu b

mozart ofis

keLime/deyim hikâyeLeri : Dingo’nun ahırı

Atlı Tramvaylar zamanında, tramvaylar iki atla çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için Azapkapı’dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş. Tramvay bu haliyle Taksim’e kadar gelir, burada çıkartılan atlar, bugün Taksim alanının batı kısmındaki sular idaresi maksemi ( eskiden bentlerden gelen suları evlere, çeşmelere, hamamlara dağıtmak için lüleli havuz ve tekneleri olan üstü örtülü su haznesi binası ) ile Fransız konsolosluğu arasında bir ahırda bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak Azapkapı’ya götürülürlermiş. Taksim’deki bu ahırı Dingo adlı bir Rum vatandaş işletirmiş. Gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimizdeki '' Burası Dingo'nun ahırı mı giren çıkan belli değil? '' sözünün buradan geldiği söylenir.

En yaratıcı olduğumuz saat hangisi !!!

İngiltere'de yapılan bir araştırma yaratıcılığın tavana vurduğu saati belirledi. İşte o saat... İngiltere'de yapılan bir araştırma, beyin dalgalarımızın en fazla artış gösterdiği saatin gece 22.04 olduğunu ortaya koydu. Bin 426 ofis çalışanı arasında yapılan araştırmada, yaratıcılığın en az olduğu saatin ise öğleden sonra 16.33 olduğu belirlendi. Gönüllülerin beyin dalgalarını inceleyen uzmanlar, dalgaların artışını sağlamanın en iyi yollarından birisinin duş almak olduğunu belirtiyor. Araştırma sonuçlarına göre çalışanların yüzde 58'i, akıllarına gelen en iyi fikirleri not almadığı için unutuyor. Uzmanlar bu noktada kadınların erkeklere göre hafızalarının daha güçlü olduğunu, bu nedenle de akıllarından geçen fikirleri daha fazla hatırlama kapasitesine sahip olduklarını söylüyor.

ŞİMDİ OTURUM AÇTI:))

Louis XIV ve akabinde maRie antoineTTe : enteresan kişiLik-LeR

"DevLet benim" (l'État c'est moi) Tek din, tek kanun, tek kraL "une foi, une loi, un roi." XIV. Louis, Fransa'nın en uzun süre tahtta kalan kralıdır. 1643-1715 yılları arasında 72 yıl Fransa krallığı yapmıştır. Devlet benim (l'État c'est moi) sözlerindende anlaşılacağı gibi Fransa'yı mutlak monarşiyle yönetmiştir. Çok saldırgan ve yayılmacı bir politika izlemiştir. Karısı Kraliçe Marie Therese 'dir. Fransa Bilim Akademileri ilk defa XIV. Louis tarafından kurulmuştur. Bir tiyatro oyununda Apollon'u oynamıştır. Barok sanatıyla yakından ilgilenmiştir. Babasının bir av köşkü olarak inşa ettirdiği Versailles'i genişleterek Fransa krallığının yönetildiği bir saray haline getirmiştir. Dönemin aristokratlarını gene Paris'den uzaklaştırıp, Versailles'a taşımıştır. Versailles Sarayı'nın bahçesini barok dönemi eserleriyle düzenletmiştir.Louis suyu hiç sevmedi;sadece hayatında 3 kere banyo yaptı. bu üstteki böLü

KÜÇÜK GOOGLE..

http://www.kucukgoogle.com/

En yüksek ses hangisidir?

Ses in seviyesini ölçmede kullanılan birim Desibel ’dir ve kısaca dB olarak yazılır. İnsan kulağı inanılmaz şekilde hassas olduğundan bu dB ölçüsü de biraz tuhaftır. Kulağımız en hafif bir yaprak hışırtısından, jet motorunun yüksek sesine kadar her şeyi işitebilir. Halbuki jet motorunun sesi insanın işitebileceği yumuşak bir fısıldamadan bir trilyon kat daha fazladır. İnsan kulağı aralarında bir dB fark olan sesleri bile ayırt edebilir. Desibel seviyesi matematik dilinde “ eksponenşıl ” denilen şekilde (aynen deprem ölçüsü ‘ rihter ’de de olduğu gibi) katlanarak artar. İnsan kulağının işitebileceği en düşük ses seviyesi yani sessizlik O (sıfır) dB’dir. Bu seviyenin 10 kat fazlası 10 dB, 100 kat fazlası 20 dB, 1000 kat fazlası 30 dB’dir ve böyle artarak gider. Şimdi bazı seslerin seviyelerine bakalım. Sesin şiddet faktörü Ses seviyesi Sesin kaynağı (dB) 1.000.000.000.000.000.000 180 1.000.000.000.000.000 1.000.000.000.000 100.000.000.000 10.000.000.000

sağır duymaz uyduRuR? yanLış anLaşıLan şaRKı sözLeri...

Grup Gündoğarken “Ankara’dan Adil geldi,elde bir ayran tavası,Adem Baba beni çok severmiş…” Doğrusu neymiş ??? “Ankara’dan abim geldi,evde bir bayram havası, annem babam beni çok severmiş…” Bulutsuzluk Özlemi “İsviçrede hayat bayram olmadı yaaa…” Doğrusu neymiş ??? “Hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da…” Teoman “Görümceler,görümceler…” Doğrusu neymiş ??? “Gönülçelen,gönülçelen…” “bir bankta kulesi ustunde” ya da “bir pasta püresi üstünde” Doğrusu Neymiş ??? “Bir bar taburesi üstünde” Tarkan “Sen üzümle gülüm,incir yee…” Doğrusu Neymiş ???”Sen üzülme,gülüm incinme…” Hülya Avşar “Yasemin,derdin ne??..” Doğrusu : “Yar senin derdin ne?..” Tarık “Zaten canim çıksın,yoksun yanımda…” Doğrusu Neymiş ???”Zaten canım sıkkın yoksun yanımda..” MFÖ “Mustafaaaa,yağmur var İstanbul’daaa…” Doğrusu Neymiş ???”Bu sabah yağmur var İstanbul’da..” Levent Yüksel “Dolmuşlaar havalandııı..” Doğrusu Neymiş ???”Son kuşlaar havalandı…”

1 nisan bir şakası

1 nisan bir şakası, 16. asırda fransa'da 9. charles zamanında ortaya çıkmış. 9. charles, gregoryen takvimine göre 25 mart 1 nisan haftasındaki yılbaşı kutlamalarını 1 ocak tarihine almış. kimse kendisini ciddiye almayınca yeni yılın başladığını kabul ettirmek için halka davetiyeler göndermiş. bin bir güçlükle davete katılan halk, aslında böyle bir davetin olmadığını öğrenince evlerine dönmüşler. kral charles, bu şakasıyla çok eğlenmiş. fransız halkı, bu sefer kralı alaya almak için yılbaşı eğlenceleri düzenlemiş. zamanla bu şaka benimsenmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Hollanda İspanya kralı II Philip hakimiyeti altındaydı, Kendilerine Geuzen adını veren ( Fransızcada Gueux, yani dilenciler olarak anılan) avare Flemenk isyancılar 1 Nisan 1572 de Hollanda nın güneyindeki Den Briel kasabasının kıyı şeridini işgal ederek dilenci devleti benzeri bir dükalık kurdu. Bu olay Ispanya ya karşı diğer Flemenk uluslarının da başkaldırısına dönüşme riskini doğurdu. İspanyol komutan Alba Dükü

Özgürlük Heykeli'nin gaRip öyküsü...

Özgürlük Heykeli , ABD'nin New York şehrinde, inşa edildiği 1886 yılından bu yana Amerika'nın simgesi olan anıtsal heykel ve gözlem kulesi. Dünyanın en tanınan abidelerinden biridir. Bakırdan yapılan Özgürlük Tanrıçası heykeli, Fransa tarafından kuruluşunun 100. yılı nedeniyle ABD'ye (10 yıl gecikmeli olarak) hediye edilmiştir,1884-1886 yılları arasında inşa edilen heykelin yaratıcısı Frederic Bartholdi 'dir. Çelik iskeleti Gustave Eiffel , kaideyi Richard Morris Hunt yapmıştır. ABD'nin New York şehrindeki Özgürlük Adası'nda yer alır. Heykel, sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir tablet tutar. Tabletin üstünde 4 Temmuz 1776 tarihi ( Bağımsızlık Bildirges i'nin tarihi) yazılıdır. Heykelin başındaki taç'ın 7 sivri ucu 7 kıtayı veya 7 denizi simgeler. Heykelin yüksekliği 46 m, kaidesi ile beraber 93 m'dir. Ziyaretciler heykelin içinden meşaleye kadar 168 basamaklı bir merdivenden çıkabilirler. Heykelin meşale tutan sağ elinin yüksekliği 13 me