Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kuzey Rüzgarının Yıldızı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

Deniz yıldızının hikayesidir hayat, ne kadar kurtarırsan kâr!

“ Deniz yıldızının hikayesidir hayat, ne kadar kurtarırsan kâr! ” ( Sezen Aksu ) Üyesi oLduğum FLütçü.Net sitesi’nde, payLaşımları sanaL’dan gerçeğe dönüştürmek adına bir süredir AtöLye çaLışmaLarı ( iLki 14 eyLüL 2007 – Adapazarı )  yaptık / yapıyoruz. Hatta siteden bazı arkadaşLarLa aiLecek de buLuşup çay içtik, sohbet ettik,  kek/börek yedik :) YoğunLuğumdan doLayı hepsine en azından fizikseL oLarak katıLamasam da ( 3 tanesine katıLabiLdim ) kaLben, vicdanen katıLmaya, destekLemeye çaLıştım / çaLışıyorum. Bu arada neden bu çaLışmaLarı buRada daha önce yazmadım / payLaşmadım diye de kendime kızıyor, hayıfLanıyorum :( Peki bu atöLyeLeri düzenLemekteki amacımız neydi? Ve ne kadar başarıLı oLabiLdik ? Kuzey yıLdızı ’ndan aktarıyorum. (…) Flütçü net atölyesi yazdıklarımızın yeterince iyi anlaşılamaması, öğretmeni olmayan, öğretmene verecek parası bulunmayan insanlara yardımcı olabilmek, flüt konusunda yanlış bilgiler edinmiş inanların yanlışlıklarını düzeltmeye çalışmak

Bir Tutamdı İstediğim, Artık Bütünüyle Benim

Yeni doğacak bir güne hazırlanmakta geç kaldığımı düşünmenin endişesini taşıyorum sebepsizce. Gün bir yere mi gidiyor, ay yeniden doğacak mı, yoksa tırnaklarını yiyen ömrüm yine beyaz gülleri mi fırlatacak gökyüzüne? Karışık duygular bunlar. Ama bir flütçünün dudaklarından dökülmesi muhtemel söylemlere de pek benziyor bu düşünceler. Her şeyi karmaşıklaştırmadan nefes alamıyorum ben. Basit ve sıradanım diye bağırsam da her şey benim açımdan içinden çıkılamayacak bozkırlara dönüşmeden, aldığım havanın hakkını veremediğimi düşünmekteyim. Her gün nefis zor telefon konuşmaları yapıyorum. Uzaktakileri özleyerek onlara gülümseyişlerimi fırlatıyorum. Yazılar yazıyorum buzdan ağaçlarıma. Flüt çalmayı özlüyorum. Notalardan sıkılmış doğaçlamalara geçen bir maestro gibiyim kendi yarattıklarımın tepesinde. Orkestrayı suçlamıyorum çünkü dansetmeyi biliyorum. İstediğim sadece hayatımla birlikte flüt çalabilmek. Çalamamanın ötesinde beni yaralayacak hiç bir şey olamaz. Üstelik ona da sahipken yaşamımı

Bazen İyi Geceler Demeyi Bilmek Gerek, Merhabayı Bildiğin Kadar

Sıralı mıdır herşey sizde? Bende değildir. Az miktardaki dostlarım geleceklerse bir akşam, heyecanla kurgularım herşeyi önceden. Sonra ise bilindik bir kuzey yıldızı ritüeli: Herşey doğaçlama, herşey spontan. Farkettiniz di mi ne çok acaip kelimeyi kullandım iki cümlenin eskortluğunda. Hala da kullanmaya devam ediyorum. Mamafih keyifsizim bu gece. Düşündüğüm bir düşünce var dünden beri; gerçekten bir yazar olabilir miydim ben. Şöyle beş bin hadi biraz daha şımarayım on bin civarında bir okuyucum olabilir miydi? Olabilirdi. Belki fazlası bile olabilirdi. Ama ben yazım dünyasının bir parçası değilim. Bu yaşamda bir kelebek olmak istedim ama tanrım hayır dedi, sen bir kelebek ömrü yaşayamayacak kadar yaşlısın. Hatta susmadı, istiridye ömrü bir deniz takısı olsan, boyundan boyuna dolaşsan, pembe beyaz boyunlarda kimbilir hangi dudaklara denk gelsen.. Buna da ben izin vermem dedi tanrım. Çünkü bilirim sen zeki kullarımdansın.. Sen bir şelaleye geldiğinde durup elini ışığa doğru tutanla

Merhaba' nın İçindekiler

Bir merhabayla başlayan yazıların arkasına saklandınız mı hiç? Ya da bir merhabayla biten yaşamın ardında bittiğini anlamadan yaşadınız mı? Kuzey yıldızı mı? Tanımazsınız, tanıdıkça boğuluverirsiniz..Anlamazsınız... Siyahın kaç rengi olduğunu bilirim ben. Sonsuzdur..Sizin hiç siyahınız oldu mu? Aydınlığını görebildiniz mi? Yoksa o siyah kapıyı kapkara uçurumlarda mı aradınız? Anladım, saati soruyorsunuz. Tam saat başı, birin başı. Omuzbaşlarında uykuya dalan sevgililer vardır hani. Yok öylesine konuyla ilgisi yok aklımdan geçiverirken yakaladım bunu. Aslında bilirsiniz di mi hiç rahat değildir omuz başı.. Hele ki uyumak, ben hiç mümkün kılamadım bunu hayatta. Boğazımı yakan bir müzik tutkusu var içimde.. Neden yaktığını bu anda anlatacak değilim.Ama bilirim ki obuanın sesi bana uzaklara atılan bir cesedin sesi gibi gelir.. Her enstrümanın bendeki sesleri bu denli canlı, bu denli gerçek ve bu denli .... bilemiyorum ama bu cümlenin gerisini getirmek istemiyorum. Şaşıracaksınız belki ama